26 yıldır Kırkpınar Başpehlivanı olan Kel Aliço, 27’nci başpehlivanlığı da rakipsiz alacağını umarak Kırkpınar’a gelmişti. “Başa güreşeceğim” diyen Deliormanlı Yusuf isminde körpe bir çocuk çıktı karşısına! Herkes er meydanlarının pek yaman kurdu Kel Aliço’nun bu “tüysüz kızan”ı karşısına çıktığına pişman edeceğini umuyordu. Ancak, Deliormanlı Yusuf, öylesine yaman bir güreş çıkarıyordu ki, buna Kel Aliço da şaşırmıştı! Saatler uzayıp gittiği halde Aliço neticeyi lehine çeviremiyordu. Üstelik kendisinde yorgunluk alametleri de başgöstermişti.

Aliço hayranları, havanın kararmasını fırsat bilerek güreşi yarıda bıraktırmak istediğinde Aliço’nun gür sesi er meydanını kapladı:
-A be burası Kırkpınar’dır... Er meydanıdır buncağız. Burada yenişene kadar güreş tutulur. Bu kızancağıza yenilmek kaderimde varsa bırakın yensin beni... Hem ben artık bu er meydanlarından çekileceğim. Aliço’yu yenmek talihini bir daha bu Yusufcağız nerede bulacak?
Aliço’nun bu sözleri Yusuf’u öylesine duygulandırmıştı ki, gözyaşlarını tutamadı ve büyük ustanın eline sarılıp öptükten sonra titrek bir sesle ona adetâ yalvardı:
-Ustaların ustası, pehlivanların pehlivanı, koçyiğit ağam benim! Gel bırakalım şu güreşi. Sözlerinle yendin sen beni. Elimde ayağımda derman komadın. Bu söylediklerinden sonra ben seni tutamam gayri. İstersen sen tut beni, vur sırtımı yere...
Aliço da herkes gibi çok duygulanmıştı. Nerede ise ağlayacaktı. Deliormanlı Yusuf’un alnına sıcak bir bûse kondurdu:
- Bu meydan bundan sonra senindir artık. Ödül de, başpehlivanlık da senindir. İkisine de güle güle sahip ol, oğul, dedi.
Ve o günden sonra Türk güreşinde Koca Yusuf’un devri başladı...

Er meydanlarında kasırgalar koparıp rakip tanımayan bir kuvvet olarak ortaya çıkan ve yalnız cüssesinden ötürü değil, güreş değerinden ve spor ahlâkından ötürü de “Koca” sıfatını alan büyük Türk pehlivanı yenecek rakip bırakmadı. Bunu fırsat bilen açıkgöz organizatörler onu Avrupa’ya, oradan da Amerika’ya... Yurt dışında 800 altın kazanmıştı Koca Yusuf... Artık kuşağında sakladığı bu altınlarla, çok özlediği yurduna dönüyordu... Bindiği Fransız bandıralı La Bourgogne vapuru, Atlas Okyanusu’nda sis yüzünden İrlanda bandıralı Cromartyshre gemisiyle çarpıştı. 721 yolcunun bulunduğu vapur ile birlikte Koca Yusuf’un o dev vücudu da Atlantik Okyanusu’nun derinliklerine gömülüp gitti...
Çıktığı her güreşte, spor ahlâkını daima ön planda tutan kahraman! “Türk gibi kuvvetli” sözünün doğruluğunu bütün dünyaya bir de sen gösterdin. Ruhun şâd olsun

0 Comments