Son Osmanlı dönemi şairlerinden (1870-1934).

Cenap Şahabettin, Edebiyatı Cedide akımının en önemli temsilcilerinden biridir. Manastır'da doğdu. İstanbul'a gelip Rüştiye'de okuduktan sonra Tıbbiye'ye girdi.

Hekim olunca Paris'e gönderildi. Dönüşünde gene edebiyatla uğraşmağa, o zamanın ünlü dergisi Serveti-fünun'da şiirler, edebiyat yazıları yayımlamaya koyuldu. Serveti-fünun İstibdat İdaresi'nce susturulunca o da bir süre susmak zorunda kaldı. 1908 Meşrutiyet Devrimi'nden sonra gazeteciliğe başladı. Arada bir şiirler de yazıyordu.

SANATI VE KİŞİLİĞİ

Cenap Şahabettin edebiyat dünyasına, sanat çevrelerini yadırgatan değişik bir hava ile girdi. Avrupa'da yeni sanat akımlarını görmüş, öğrenmişti. Bir aşk şairi olarak tanınmakla birlikte şiirlerinde derin duygulardan çok o zamana kadar görülmemiş sözcükler ve tamlamalar kullanmasıyla ün kazandı. Edebiyatı Cedide şairlerinin kullandıkları tamlamalardan birçoğunu icat edip herkesi şaşırtan odur. «Berf-i zerrin» (altın kar), «lerze-i ruşen» (ışıklı titreme) gibi şiir başlıkları bugün için şaşırtıcı olmasa da o zaman için yadırganacak isim tamlamalarıydı.

Cenap Şahabettin, şiirlerini kitap halinde yayımlamadan öldü. Düzyazı türünde olan «Hac Yolunda», Servetifünun'da tefrika edilmişti. «Suriye Mektupları» (1917) ve «Avrupa Mektupları» (1919) adıyla gezi notları yayımlandı. Sohbet, eleştiri ve deneme yazılarını «Evrakı Eyyam» (1915), «Nesri Harp», «Nesri Sulh» ve «Tiryaki Sözleri» (1918) adlı kitaplarında topladı. Tiyatro oyunları da yazdı: « Valan», «Körebe», «Merdud Aile». İki de biyografi yayımladı: «Kadı Burhanetlin» (1922) ve «Shakespeare» (1931).

0 Comments